Depresyonda Mısınız? Dünya Sağlık örgütüne göre en az 350 milyon insan Depresyon hastası ve günlük hayatta depresyon ifadesi sık sık kullanılmaktadır. Peki Psikiyatrik açıdan depresyon nedir? Belirtileri nelerdir?
Depresyon karamsarlık, zevk ve ilgi azlığı, hoş olmayan duygu durumu ve süregelen üzüntü halidir.
DSM IV tanı kriterlerine göre depresyon tanısı koyabilmek için aşağıdaki kriterlerin en az beşi 15 gün süre ile devam etmelidir;
1. Sürekli olarak depresif duygu durum (sürekli üzgün hissetme, ağlamaklıdır.)
2. Sürekli olarak süren etkinliklere ilgide azalma, hiçbir şeyde eskisi kadar zevk alamama.
3. Önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımı (aşırı veya az yeme).
4. Uykusuzluk problemi veya sürekli uyuma isteği .
5. Aşırı sinirlilik ajitasyon veya hiç tepki vermeme, umursamama, yavaş konuşma.
6. Yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybının olması (sürekli bitkinlik, halsizlik)
7. Kendini değersiz hissetme, sürekli kendi kendini suçlama, güvensizlik, yetersizlik hissi.
8. Düşüncesini yoğunlaştırmada azalma veya kararsızlık (Dikkat eksikliği ve karar vermede zorlanma, sürekli fikir değiştirme)
9. Yinelenen ölüm düşüncelerinin artması (intihar).
** Ayrıca yetişkinlerde, bakım ve temizlikte azalma, hep kötü düşünme, akıl yitirme korkusu, zaman yer algısında bozulma olabilir.
Depresyon bazı durumlarda sadece psikolojik danışma ile tedavi edilirken bazı durumlarda ilaç tedavisi ve hastanede yatış da gerekebilir. Genelde depresyon hastaları derin bir üzüntüye eşlik eden ilgisizlik, umutsuzluk, zevk alamama, rutin görevlerini yapamama, enerji düşüklüğü ve gelecekleriyle ilgili karamsar düşünceler sergilerler. İş yaşamı, bireylerle iletişim, hobiler ve cinsel ilişkiden zevk alamazlar. Anksiyete ve huzursuzluk da bu durmlara eşlik edebilir.
Depresyon hastalarının çoğunda geçmiş yaşantılara takılma ve sürekli yineleyen düşüncelerle tekrar tekrar aynı olayları zihinlerinde yaşama vardır. Yoğun anksiyete bunalım hali intihar düşüncelerini tetikleyici etkiye sahiptir. Bazı vakalarda gerçekle zihninde yaşadıklarını birbirine karıştırma da görülebilmektedir. Yine Depresyonda uyku bozuklukları çok sık görülmektedir.
İntihar ve cinayet düşünceleri olmayan, delüzyon ve halüsinasyon olmayan gerçeği değerlendirebilen orta düzey depresyon hastaları daha çok terapi ve psikiyatr takibi ile tedavi edilebilmektedir.
Ağır düzeydeki depresyonlarda katatoni hali, intihar yada cinayet düşünceleri yemek yemeyi reddetme davranışları varsa hastaneye yatış gerekebilmektedir. Ancak genelde ayakta tedavi edilebilmektedir.
Birçok rahatsızlıkta olduğu gibi depresyon da tek bir nedenle açıklanamaz ve birçok faktörün etkisi ile oluşabilmektedir. Daha çok erken ölümler, ankisyete, madde yada alkol kullanımı, düşük sosyoekonomik düzey, boşanma ayrı yaşama, işsizlik, çocukluk dönemi kötü yaşantılar, kişilik yapısı ve tıbbi hastalıklar risk oluşturmaktadır.
Depresyon çok hızlı bir şekilde tedavi edilebilen, bazen ilaç artı terapi bazen de yalnızca terapi ile sağaltım sağlanan bir hastalıktır. Dünya genelinde ve ülkemizde tedavi oranı oldukça yüksektir.
Özellikle hafif depresyonda çoğu zaman yalnızca terapi yeterli olabilmektedir. Terapi sürecinde Bilişsel davranışçı terapi, gestalt terapi, gerçeklik terapisi, hipnoz ve postmodern yaklaşımlar etkili sonuçlar verebilmektedir.